Genelde bir hisseyi tepede satmak, dipte
almaktan çok daha zordur. Hem alım hem satım sırasında güvenlik marjı uygulamak
makul olacaktır. Çünkü çoğu zaman şirketle ilgili iyi haberlerden en son normal
yatırımcıların haberi olur. Bu nedenle de şirket hedef değerimizi aşmış olsa
bile bizim bilmediğimiz bir gelişmeyi fiyatlıyor olabilir. Ayrıca her yatırımcı
değerlemede hata yapabilir. Bu yüzden çok daha yükselme potansiyeli olan bir
hisseyi yanlış değer biçerek satma riskimiz olacaktır.
Diğer yandan borsada yaklaşık 400 şirket
bulunmasına rağmen, gelecek 20, 30 yılda varlığını sürdüreceğini düşündüğümüz
şirket sayısı çok daha azdır. Kurumsal bir yönetime sahip olma, sağlıklı bir
sermaye yapısına sahip olma, uzun yıllar boyunca devam edecek önemli rekabet
avantajlarına sahip olma gibi şartları da eklersek yatırım yapabileceğimiz
hisse sayısı oldukça azalır. Bu az sayıda şirketi de eğer satarsak ve daha
sonrasında bize alım fırsatı vermezse fırsat maliyeti çok daha ağır olabilir.
Bu yüzden gelecek ile ilgili beklentilerimiz değişmediği sürece fiyatlar çok aşırı yükselse de pozisyon korumak mantıklı olacaktır. Bazen bariz spekülasyona uğradığını anladığımızda bile satmamak doğru olabilir. Fakat değerlememiz 10 TL, hisse 30 TL olmuşsa belki yarısını satmayı
düşünebiliriz. Bu tamamen yatırımcının kendi tercihlerine göre karar verilebilecek bir konu.
Unutmayın borsada elde edilecek en sağlıklı ve
güzel kâr şirketin fiyatının yükselmesiyle değil, yıllar geçtikçe şirketin
büyümesi ve karını zamanla bizimle paylaşmasıyla olur. Bunun içinde kritik
unsur al sat yapmaktan ziyade doğru şirketleri yıllarca elimizde tutmaya devam
etmemizdir.
Piyasayı zamanlamak çok zordur. Bu iddia da
bulunan çok kişi var ama gerçekten bu beceriye sahip olsalardı bizden çok ama
çok daha fazla kazanırlardı ve parayı koyacak yer bulamazlardı. Fakat böyle bir
şey yok. Uzun vadeli yatırımda bazen yükseldikten sonra ciddi
düşüş yaşayan hisseler de olabiliyor ama dediğim gibi zamanlama yapmak çok zor.
Çeşitlendirilmiş, güçlü şirketlerden oluşan bir portföye, düzenli aralıklarla
yatırım yapmak, sürekli kenarda yedek nakit bulundurmak ve bu sayede ekonomik krizlerde alım miktarını artırmak ve aldıktan sonra da
çok sabırlı olmak benim tecrübeme göre en iyi strateji.